Blokzincir teknolojisinin işin içine girmediği sektör, yok denecek kadar az. Henüz ana akıma yayılmış, tam bir benimsenmeden bahsetmek ne yazık ki mümkün olmasa da sektörler, şimdiden geleceğe ilişkin yatırımlarını yapıyor. 2008 yılında, Satoshi Nakamoto’nun Bitcoin’i ile birlikte hayatımıza giren bu teknolojiyi, artık bankacılıktan gayrimenkule, sanattan hukuka kadar birçok sektörde duyuyoruz. Havacılık sektörü de blokzincir teknolojisini benimsemeye yavaş yavaş başlayan sektörlerden biri. Sorunsuz bir seyahat deneyimi oluşturma konusunda blokzincir teknolojisinin sayılamaz avantajlarını göz ardı etmemek gerekiyor. Mesela, kayıtları güvenli bir şekilde saklama konusu. Hava yolu şirketleri, seyahat eden kişilerin birçok önemli kişisel bilgisini güvenli bir şekilde saklamak zorunda. Burada, blokzincir teknolojisinin güvenilirliğinden faydalanılması tabii ki kaçınılmaz.
Airports Council International, 2022’de paylaştığı son raporunda 180’in üzerinde ülkede toplamda 2.600’den fazla havaalanı olduğunu belirtiyor. Öte yandan Markets and Markets, hava yolu şirketlerindeki blokzincir kullanımının 2025 yılında 1.4 milyon dolara yaklaşacağını tahmin ediyor. Bu da 2019’daki 421 milyon dolarlık miktara baktığımızda yüzde 22,1’lik bir artış demek. (CAGR = Yıllık Bileşik Büyüme Oranı)
Oranların ve miktarların oldukça büyük olması ile birlikte akıllara blokzincir ile çalışma durumunda yıllık bazda nasıl bir artış görebileceğimiz sorusu geliyor. Pegasus Hava Yolları Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Barış Fındık, Cointelegraph Türkiye’ye özel yaptığı açıklamalarda öncelikle havaalanları ve hava yolları arasındaki bilgi paylaşımının öneminin altını çizdi. Blokzincir; bunun güvenilir ve bozulmaz olmasını sağlarken, paylaşımın en kolay şekilde yapılmasına da aracılık ediyor. Fındık’a göre, inen uçağın ne zaman ineceği, nereye park edeceği, yolcunun bagajını hangi karoselden alacağı; kalkan uçağın hangi kapıdan kalkacağı, gecikme olacaksa ne kadar gecikmeyle kalkacağı vb. bilgilerin değeri ne kadar anlık ve doğru paylaşıldıklarıyla doğru orantılı. Bu durumda hem hava yolu hem de havaalanı kendi kaynaklarını optimum şekilde yönlendirip kullanabiliyor. Yolcu da ihtiyacı olan bilgiyi en kısa sürede alabiliyor ve bu da memnuniyetin artmasını sağlıyor. Bunun dışında blokzincirde tutulan bazı verilerde finansal alanda (hava yolu ve havaalanı işletmesi arasındaki faturalaşmalarda) da hassas ve güvenli kaynak olarak kullanılıyor.
Pegasus Hava Yolları, blokzincir teknolojsini operasyonel alanda, uçuşla ilgili verilerin paylaşımı amacıyla kullanıyor. Şirket, 2017 yılında, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda kullandığı sistemlerini blokzincir teknolojisine göre yapılandırmıştı. Fındık, blokzincirle blokzincir halkasına her eklenen hava yolunun, havaalanı işletmecisiyle verilerini birbiriyle karşılıklı olarak kolayca paylaşabildiğinin altını çiziyor:
“Şirket; hava yolu tarifesini, anlık olarak seferlerine ait değişen bilgileri; havayolu işletmecisi ise kapı, park pozisyonu, inen uçağın bagajının hangi karoselden alınacağı gibi bilgileri paylaşıyor. Bu bilgiler daha sonra iç sistemlerle ve gerekirse yolcularla da paylaşılıyor. Sonuçta hem operasyonel verimlilik hem de müşteri memnuniyeti artıyor”
Yatırımlar ve gelecek…
Blokzincir henüz yeni bir teknoloji olması sebebiyle oldukça bütçe isteyen bir gelişim sürecine sahip. Bu yatırımların boyutunu da Pegasus’tan Barış Fındık’a sorduk. Fayda/maliyet kıyaslamasında fayda kısmı ağır basan her teknolojiye yatırım yapmayı değerli bulduklarını söyleyen Fındık, Mevcut projenin ISG tarafından başlatılan Uçuş Bilgi Paylaşım blokzincirine katılım şeklinde olduğunu belirtti. Aynı zamanda ilerleyen dönemler için otorite bağımsız çok partili fayda getirecek her türlü blokzincir projesine de açık olduklarının da altını çizdi.
Blokzincir teknolojinin son kullanıcı tarafına getirdiği birçok yenilik var. NFT’ler de onlardan biri. Tıpkı bu teknoloji gibi NFT’ler de oldukça geniş kullanım alanlarına sahip. Sanattan bilet satışına, araç satışından gayrimenkul satışına kadar NFT’lerin birçok farklı alanda işleri kolaylaştırabileceği düşünülüyor. Doğal olarak fark yaratmak isteyenler de şimdiden adımlarını atmaya başladı. Bilet ve satış denildiğinde de hava yolu şirketleri akla geliyor. Ortalama bir hava yolu şirketi, günde binlerde bilet satıyor. Bu tabii ki şirketin büyüklüğüne, operasyonlarının genişliğine ve yolcu trafiğine göre değişebilir. Ancak, bilet satışının miktarı ne kadar olursa olsun, blokzincir destekli ürünlerin bilet satışlarına katkısı da düşünülmesi gerekiyor.
Bu noktada Fındık, ileride hava yollarının sefer ve satılan biletlere ait bilgileri de blokzincir teknolojisiyle tutulup paylaşılabileceğini söylüyor. Sefer bilgileri, birden fazla hava yoluyla gidilebilecek yolculuklara ait bilet satışlarında aracısız (örneğin gds’ler) kullanılabilir. Ayrıca birbirleriyle bilet satış anlaşmaları olan hava yolları, finansal mutabakat için aracılara ihtiyaç duymadan da bu verileri işleyebilir.
Ek olarak seyahat sektörüne ait otel, kiralık araç, restoran gibi alanlarda da blokzincirle bilgi paylaşımı olduğu takdirde; aracısız, daha kolay entegrasyonla çok daha geniş opsiyonlu çapraz satış fırsatları da yaratılabilir.
Bir köprü olarak blokzincir
Blokzincirin benimsenmesi, havacılık sektörü için hem güç hem de verimlilik artışı demek. PwC’ye göre günümüzde bir uçağı uçuşta tutmak için kritik olan bilgilerin çoğu, pahalı ve zaman alıcı bir süreç. Çünkü ağırlıklı olarak işler manuel ilerliyor. Blokzincir, bir parçanın uçağa her takılmasını ya da uçaktan çıkarılmasını kayıt altına alabilir. Ek olarak değiştirilen parçanın ne kadar süredir hizmette olduğu, onarımı gerçekleştiren teknisyenin kim olduğu bile kaydedilebilir. Her parça için tıpkı dijital bir doğum belgesine sahip olmak gibi, uçağa her bakım yapıldığında ya da kontrol gerçekleştirildiğinde bilgiler güncellenir.
Bu sadece uçak tarafındaki operasyon için bir örnek.
Blokzincir, havacılıkta kimlik yönetimi, dijital seyahat sistemlerinin geliştirilmesi, uçuş kayıt sistemlerinin güvenli hale getirilmesi, çifte rezervasyon örneklerinin azaltılması, hava yolu ortaklıkları arasında gelir paylaşımının düzenlenmesi gibi durumlarda da hayatı kolaylaştıracak güce sahip. Burada uçuş kayıt sistemlerinin güvenliği için bir parantez açmak gerekirse,
Takvim yaprakları 2014’ü gösterdiğinde Malezya Hava Yolları’nın 370 sefer sayılı yolcu uçağını hatırlamak gerekiyor. 8 Mart 2014 günü erken saatlerde Kuala Lumpur Uluslararası Havalimanı’ndan havalanan uçak, Pekin Başkent Uluslararası Havalimanı’na doğru yola çıkmıştı. Ancak, uçağın mürettebatı en son hava trafik kontrolü (ATC) ile Güney Çin Denizi üzerindeyken kalkıştan yaklaşık 38 dakika sonra iletişim kurdu. Sonrasında ise uçak, ATC radar ekranlarından kayboldu. Sonrasında bu kayıp ile ilgili birçok teori ortaya atıldı.
Uçak kazaları ya da kaybolmalarını engellemek için uçuş verilerinin takibi son derece önemli. Blokzincir, bir uçağa bağlı tüm verilerin toplanmasına ve saklamasına da yardımcı olabilir.
Kullanım örnekleri
Günümüzde Pegasus Hava Yolları da dahil birçok hava yolu şirketi, çalışma şekillerinde verimliliği artırmak için blokzincir teknolojisini kullanacağı yolları araştırmaya devam ediyor. Mesela Air France, blokzincir destekli bir sağlık pasaportu olan ICC AOKpass desteği sunuyor. British Airway ise blokzincir teknolojisi ile yüz tanıma özelliğini kullanan Zamna’ya yatırım yaptı ve Zamna ile yakın temasta çalışıyor. ABD’li Delta Airlines, müşterileri için uçuş deneyimini geliştirmek için çeşitli teknolojileri araştıran blokzincir araştırma enstitüsünün bir üyesi. Etihah Havayolları’nın Winding Tree’nin blokzincir seyahat platformuyla bir ortaklığı var. Luftansa’nın Blockchain for Aviation (BC4A) isimli bir girişimi var. bu girişim, uçak üreticilerinden lojistik sağlayıcılara ve yazılım geliştiricilere kadar pek çok katılımcıyı bünyesine katmak istiyor. Singapur Havayolları ise müşterileri için sunduğu bir sadakat programının parçası olan blokzincirden güç alıyor.