667 gün önce ChatGPT 3’ün lansmanı yapıldı ve sonrasında tüm rüzgâr üretken yapay zekaya kaydı. Yalnızca OpenAI’ın bugün 11 milyon ücretlisi ve API’sini kullanan binlerce kurumsal müşterisi var.
Peki adına artık Web3 dediğimiz kripto dünyasında yapay zekâ akımıyla paralel uygulama alanları gerçekten var mı?
“Blokzincirler ağların yerini pazarlara bırakacak”
Silikon Vadisi’nin en önemli internet düşünürlerinden Naval Ravikant, blokzincir teknolojisiyle uzunca bir süredir yakından ilgileniyor ve yatırımlar yapıyor. Attığı tweet’ler ve ortaya koyduğu düşüncelerle birçok kez teknoloji dünyasında gündem belirleyen Naval, 2017’de “Blokzincirler ağların yerini pazarlara bırakacak” diyerek, sosyal ağ veya bir komünite olarak nitelendirilebilecek ağların birer pazar yerine çevireceğini söyleyerek önemli bir vizyon ortaya koymuştu.
Aradan geçen yedi yılda şunu gördük: Blokzincirin en yaygın kullanıcı tabanına ulaştığı, sürdürülebilir ve regülasyonla -önemli ölçüde- uyumlu uygulama alanlarından biri de stabil kripto paralar oldu. Bu açıdan Naval, attığı tweet’le haklı gibi duruyor, stabil kripto paraların özellikle uluslararası ödemelerde kullanımı her geçen gün artıyor, PayPal ve Revolut gibi fintech oyuncuları da bu alana girmeye başladı ya da başlıyor.
Madalyonun öbür yüzünde ise aslında Naval’ın tasvir etmeye çalıştığı dünyaya tam olarak ulaşamadık. Yani ne sosyal ne de ilişki ağları birer pazar yerine döndüler, aslında olan finansal sistemin içine yeni bir ürün, enstrüman eklenmesi oldu. Uzun bir giriş oldu ama daha sonradan tekrar buraya bağlayacağım…
“Yapay zekanın para birimi kripto”
Bu yazımızın konusu, Naval’ın bu sefer 27 Ağustos 2024’te attığı şu tweet: ‘Crypto is the currency of the AI.’ (“Yapay zekanın para birimi kripto”)
2017-2018 ve 2021-2022 gibi boğa sezonlarında blokzincir teknolojisi hem medya hem de yatırımcı ilgisini en üst seviyede çekti. Ardından -ben bu satırları yazarken- 667 gün önce ChatGPT 3’ün lansmanı yapıldı ve sonrasında tüm rüzgâr üretken yapay zekaya kaydı. Yalnızca OpenAI’ın bugün 11 milyon ücretli abonesi ve API’sini kullanan binlerce kurumsal müşterisi var.
Peki adına artık Web3 dediğimiz kripto dünyasında yapay zekâ akımıyla paralel uygulama alanları gerçekten var mı? Ki Naval da kabaca tweet’inde bu soruya olumlu yanıt veriyor ve iddiasını yüksek bir yere koyuyor. Yoksa bu iki ‘hype-tech’ bir araya gelsin diyerek biraz da zorlama mı yapıyoruz?
TAO, RNDR, AKT veya WLD gibi ‘yapay zekâ kripto projesi’ olarak anılan ve token’ıyla öne çıkan projelerden değil, ürün-pazar uyumunu yakalayacak, gerçek bir problem çözerek hisse değeri yatırımcıların nezdinde yükselerek şirketi büyütecek yapılardan bahsediyorum.
Hadi gelin, önce kripto ile yapay zekanın yan yana geldiği dikkat çeken kategorilere bakalım. Öncelikle bu kategorileri üç katmana ayırmak daha sağlıklı bir düşünce pratiği geliştirmemizi sağlayabilir: Altyapı, model katmanı ve uygulama katmanları. Bu arada isimlendirmeler ve bu çatı düşünce şekli için içeriğini oldukça beğendiğim, Foresight Ventures imzalı ‘AI x Crypto’ raporunu baz aldığımı da eklemek istiyorum.
Altyapı katmanında işlemci gücü kiralama, modeller için veri depolama ve sıfır bilgi ispatı ile gizlilik
Altyapı katmanında üç alt kategori öne çıkıyor. İlki io.net, Golem ve Akash gibi şirketlerin başını çektiği, geliştiricilerin işlemci gücünü dağıtık bir şekilde bulmasını, atıl durumdaki GPU ve/veya CPU’sunu kiralayan kişilerin zincir üstünde kayıtlar tutularak gelir elde etmesini sağlıyor. Bunu yaparken veri güvenliği ve gizliliğini de koruyor. İkinci olarak Arweave ve FileCoin gibi şirketler de yapay zekâ modellerinin ihtiyaç duyacağı dosya ve verilerini, merkeziyetsiz (daha ucuz ve efektif yöntemlerle) bir şekilde saklamasına yarıyor.
Altyapı katmanında ayrıca sıfır bilgi ispatı Zero-knowledge Proofs (ZKP) ile ortaya çıkan ‘Privacy-Preserving AI Verification’ kavramı da değinmek istediğim bir diğer başlık. Yukarıdaki konularla da alakalı olarak, sıfır bilgi ispatını kullanmak suretiyle modeli veri gizliliğini koruyarak eğitmek, KVKK/GDPR’a uyumlu bir süreç kurgulamak ve yönetişimin getirdiği her türlü zorunluluğu bu şu an kapalı kutulardan oluşan dünyada yapabilir olmak mümkün gibi duruyor. Daha ölçeklenebilir altyapılar ortaya çıkmasına ve ‘on-chain’, ‘off-chain’ verilerin birbirleriyle daha kolay konuşmasına olanak tanıyan ZKP’nin uzun vadede adını daha sık duyacağımız bir alan olacağı kanaatindeyim.
Model katmanında model ağları ve zincir üzerinde yapay zeka
Model katmanında Paribu Ventures olarak bizim de yatırımcısı olduğumuz FirstBatch’in de yer aldığı, model ağları önemli bir kategori haline geldi. Grup olarak eğitilen modeller, kendi eğittiniz bir modeli ücreti mukabilinde kullandırma (yani bir başka şekilde, model tokenizasyonu da diyebiliriz), modeli eğitenlerin modelin uygulama katmanındaki sonuçlarından faydalandığı iş modelleri bu kategori altında öne çıkıyor.
Tabii model katmanında zincir üstü işlemlerin kendisi için yapay zekanın kullanımı da önemli bir kategori haline geliyor. Akıllı kontratların modellerden gelen sonuçlarla işlem yapması, ‘oracle’ dediğimiz zincir üstüne dış dünyadan gelen verilerin yapay zekayla kontrol edilmesi gibi aslında kripto alanında çok sayıda kullanım alanı ve proje var. Ora ve Nesa ilk aklıma gelen örnekler. ‘AI agents’ denilen AI ajanlarını da pekâlâ bu kategori altında değerlendirebiliriz.
Tam da bu noktada akılda kalıcı bir örnek paylaşmak istiyorum. Örneğin ABD’de rastladığım yapay zekayla yönetilen bir yatırım fonu, son kullanıcıların veri kaynaklarını bağlayarak besledikleri bir yapay zekâ modeliyle yatırım kararları veriyor, ardından kârını da modelinin eğitilmesi için veri sağlayan kullanıcılarla paylaşıyor. Örneğin on binlerce kullanıcının finansal işlem verilerini bir yapay zekâ modelini verdiklerini düşünelim. Bu verilerden son zamanlarda bir kahve zincirinin diğerine kıyasla çok daha fazla tercih edildiğini gözlemleyen yatırım fon, trend olmaya başlayan kahveciye erkenden yatırım yapıyor. Oluşacak muhtemel kârı da bu çıkarıma sahip olmasını sağlayan kullanıcılarıyla paylaşıyor.
Uygulama katmanında veri toplama ve düzenleme
Ve artık uygulama katmanındayız. PublicAI, DIN ve Fraction AI gibi şirketler modellerin ihtiyaç duyduğu verilerin son kullanıcıdan toplanması, bu verilerin etiketlenmesi ve düzenlenmesi gibi alanlarda çözümler sunuyor. Burada düzenlemeleri ve veri girişlerini yapanların kriptoyla ödüllendirilmesi de çoğu iş modelinde öne çıkarılan bir konu. Tabii ki uygulama katmanında çok çeşitli iş modelleri karşımıza çıkıyor, örneğin son dönemde popülerlik yakalayan Story Protocol, IP hakları için hem üreticiler hem de uygulamaları hedef kitlesine koymuş bir merkeziyetsiz protokol olarak konumlanıyor.
Final: Altyapı katmanının önemi
Üç katmanı da kısa kısa sizlere aktarmaya çalıştım. Bana sorarsanız Naval’ın 2017’de attığı tweet ile bugünü kıyasladığımızda aradaki farka çok benzer bir fark, Naval’ın bu sene attığı tweet’le yedi sene sonrası arasında da yaşanacak. Özellikle uygulama katmanı rekabetin çok yoğun olduğu, kripto çözümlerinin ağrı kesici değil, daha çok vitamin olarak konumlandığı bir yer. Altyapı katmanında ZKP’ler, model ağları ve veri saklama çözümleri gibi gerçek dünyada ve kriptodan bağımsız problem çözen alanlar benim daha çok ilgimi çekiyor. Umarım detaylarını araştıracağınız, sizi daha çok düşünmeye ve okumaya iten bir yazı olmuştur.
En son gelişmelerden haberdar olmak için X hesabımızı ve Telegram kanalımızı takip edebilirsiniz.
667 gün önce ChatGPT 3’ün lansmanı yapıldı ve sonrasında tüm rüzgâr üretken yapay zekaya kaydı. Yalnızca OpenAI’ın bugün 11 milyon ücretlisi ve API’sini kullanan binlerce kurumsal müşterisi var.
Peki adına artık Web3 dediğimiz kripto dünyasında yapay zekâ akımıyla paralel uygulama alanları gerçekten var mı?
“Blokzincirler ağların yerini pazarlara bırakacak”
Silikon Vadisi’nin en önemli internet düşünürlerinden Naval Ravikant, blokzincir teknolojisiyle uzunca bir süredir yakından ilgileniyor ve yatırımlar yapıyor. Attığı tweet’ler ve ortaya koyduğu düşüncelerle birçok kez teknoloji dünyasında gündem belirleyen Naval, 2017’de “Blokzincirler ağların yerini pazarlara bırakacak” diyerek, sosyal ağ veya bir komünite olarak nitelendirilebilecek ağların birer pazar yerine çevireceğini söyleyerek önemli bir vizyon ortaya koymuştu.
Aradan geçen yedi yılda şunu gördük: Blokzincirin en yaygın kullanıcı tabanına ulaştığı, sürdürülebilir ve regülasyonla -önemli ölçüde- uyumlu uygulama alanlarından biri de stabil kripto paralar oldu. Bu açıdan Naval, attığı tweet’le haklı gibi duruyor, stabil kripto paraların özellikle uluslararası ödemelerde kullanımı her geçen gün artıyor, PayPal ve Revolut gibi fintech oyuncuları da bu alana girmeye başladı ya da başlıyor.
Madalyonun öbür yüzünde ise aslında Naval’ın tasvir etmeye çalıştığı dünyaya tam olarak ulaşamadık. Yani ne sosyal ne de ilişki ağları birer pazar yerine döndüler, aslında olan finansal sistemin içine yeni bir ürün, enstrüman eklenmesi oldu. Uzun bir giriş oldu ama daha sonradan tekrar buraya bağlayacağım…
“Yapay zekanın para birimi kripto”
Bu yazımızın konusu, Naval’ın bu sefer 27 Ağustos 2024’te attığı şu tweet: ‘Crypto is the currency of the AI.’ (“Yapay zekanın para birimi kripto”)
2017-2018 ve 2021-2022 gibi boğa sezonlarında blokzincir teknolojisi hem medya hem de yatırımcı ilgisini en üst seviyede çekti. Ardından -ben bu satırları yazarken- 667 gün önce ChatGPT 3’ün lansmanı yapıldı ve sonrasında tüm rüzgâr üretken yapay zekaya kaydı. Yalnızca OpenAI’ın bugün 11 milyon ücretli abonesi ve API’sini kullanan binlerce kurumsal müşterisi var.
Peki adına artık Web3 dediğimiz kripto dünyasında yapay zekâ akımıyla paralel uygulama alanları gerçekten var mı? Ki Naval da kabaca tweet’inde bu soruya olumlu yanıt veriyor ve iddiasını yüksek bir yere koyuyor. Yoksa bu iki ‘hype-tech’ bir araya gelsin diyerek biraz da zorlama mı yapıyoruz?
TAO, RNDR, AKT veya WLD gibi ‘yapay zekâ kripto projesi’ olarak anılan ve token’ıyla öne çıkan projelerden değil, ürün-pazar uyumunu yakalayacak, gerçek bir problem çözerek hisse değeri yatırımcıların nezdinde yükselerek şirketi büyütecek yapılardan bahsediyorum.
Hadi gelin, önce kripto ile yapay zekanın yan yana geldiği dikkat çeken kategorilere bakalım. Öncelikle bu kategorileri üç katmana ayırmak daha sağlıklı bir düşünce pratiği geliştirmemizi sağlayabilir: Altyapı, model katmanı ve uygulama katmanları. Bu arada isimlendirmeler ve bu çatı düşünce şekli için içeriğini oldukça beğendiğim, Foresight Ventures imzalı ‘AI x Crypto’ raporunu baz aldığımı da eklemek istiyorum.
Altyapı katmanında işlemci gücü kiralama, modeller için veri depolama ve sıfır bilgi ispatı ile gizlilik
Altyapı katmanında üç alt kategori öne çıkıyor. İlki io.net, Golem ve Akash gibi şirketlerin başını çektiği, geliştiricilerin işlemci gücünü dağıtık bir şekilde bulmasını, atıl durumdaki GPU ve/veya CPU’sunu kiralayan kişilerin zincir üstünde kayıtlar tutularak gelir elde etmesini sağlıyor. Bunu yaparken veri güvenliği ve gizliliğini de koruyor. İkinci olarak Arweave ve FileCoin gibi şirketler de yapay zekâ modellerinin ihtiyaç duyacağı dosya ve verilerini, merkeziyetsiz (daha ucuz ve efektif yöntemlerle) bir şekilde saklamasına yarıyor.
Altyapı katmanında ayrıca sıfır bilgi ispatı Zero-knowledge Proofs (ZKP) ile ortaya çıkan ‘Privacy-Preserving AI Verification’ kavramı da değinmek istediğim bir diğer başlık. Yukarıdaki konularla da alakalı olarak, sıfır bilgi ispatını kullanmak suretiyle modeli veri gizliliğini koruyarak eğitmek, KVKK/GDPR’a uyumlu bir süreç kurgulamak ve yönetişimin getirdiği her türlü zorunluluğu bu şu an kapalı kutulardan oluşan dünyada yapabilir olmak mümkün gibi duruyor. Daha ölçeklenebilir altyapılar ortaya çıkmasına ve ‘on-chain’, ‘off-chain’ verilerin birbirleriyle daha kolay konuşmasına olanak tanıyan ZKP’nin uzun vadede adını daha sık duyacağımız bir alan olacağı kanaatindeyim.
Model katmanında model ağları ve zincir üzerinde yapay zeka
Model katmanında Paribu Ventures olarak bizim de yatırımcısı olduğumuz FirstBatch’in de yer aldığı, model ağları önemli bir kategori haline geldi. Grup olarak eğitilen modeller, kendi eğittiniz bir modeli ücreti mukabilinde kullandırma (yani bir başka şekilde, model tokenizasyonu da diyebiliriz), modeli eğitenlerin modelin uygulama katmanındaki sonuçlarından faydalandığı iş modelleri bu kategori altında öne çıkıyor.
Tabii model katmanında zincir üstü işlemlerin kendisi için yapay zekanın kullanımı da önemli bir kategori haline geliyor. Akıllı kontratların modellerden gelen sonuçlarla işlem yapması, ‘oracle’ dediğimiz zincir üstüne dış dünyadan gelen verilerin yapay zekayla kontrol edilmesi gibi aslında kripto alanında çok sayıda kullanım alanı ve proje var. Ora ve Nesa ilk aklıma gelen örnekler. ‘AI agents’ denilen AI ajanlarını da pekâlâ bu kategori altında değerlendirebiliriz.
Tam da bu noktada akılda kalıcı bir örnek paylaşmak istiyorum. Örneğin ABD’de rastladığım yapay zekayla yönetilen bir yatırım fonu, son kullanıcıların veri kaynaklarını bağlayarak besledikleri bir yapay zekâ modeliyle yatırım kararları veriyor, ardından kârını da modelinin eğitilmesi için veri sağlayan kullanıcılarla paylaşıyor. Örneğin on binlerce kullanıcının finansal işlem verilerini bir yapay zekâ modelini verdiklerini düşünelim. Bu verilerden son zamanlarda bir kahve zincirinin diğerine kıyasla çok daha fazla tercih edildiğini gözlemleyen yatırım fon, trend olmaya başlayan kahveciye erkenden yatırım yapıyor. Oluşacak muhtemel kârı da bu çıkarıma sahip olmasını sağlayan kullanıcılarıyla paylaşıyor.
Uygulama katmanında veri toplama ve düzenleme
Ve artık uygulama katmanındayız. PublicAI, DIN ve Fraction AI gibi şirketler modellerin ihtiyaç duyduğu verilerin son kullanıcıdan toplanması, bu verilerin etiketlenmesi ve düzenlenmesi gibi alanlarda çözümler sunuyor. Burada düzenlemeleri ve veri girişlerini yapanların kriptoyla ödüllendirilmesi de çoğu iş modelinde öne çıkarılan bir konu. Tabii ki uygulama katmanında çok çeşitli iş modelleri karşımıza çıkıyor, örneğin son dönemde popülerlik yakalayan Story Protocol, IP hakları için hem üreticiler hem de uygulamaları hedef kitlesine koymuş bir merkeziyetsiz protokol olarak konumlanıyor.
Final: Altyapı katmanının önemi
Üç katmanı da kısa kısa sizlere aktarmaya çalıştım. Bana sorarsanız Naval’ın 2017’de attığı tweet ile bugünü kıyasladığımızda aradaki farka çok benzer bir fark, Naval’ın bu sene attığı tweet’le yedi sene sonrası arasında da yaşanacak. Özellikle uygulama katmanı rekabetin çok yoğun olduğu, kripto çözümlerinin ağrı kesici değil, daha çok vitamin olarak konumlandığı bir yer. Altyapı katmanında ZKP’ler, model ağları ve veri saklama çözümleri gibi gerçek dünyada ve kriptodan bağımsız problem çözen alanlar benim daha çok ilgimi çekiyor. Umarım detaylarını araştıracağınız, sizi daha çok düşünmeye ve okumaya iten bir yazı olmuştur.
En son gelişmelerden haberdar olmak için X hesabımızı ve Telegram kanalımızı takip edebilirsiniz.