Bitcoin (BTC) fiyatı hafta başında bir miktar düşüş yaşadı. Lider kripto para böylelikle 60 bin dolar sınırının üzerinde bir kez daha kalıcı olamadı. BTC, söz konusu seviyeyi en son 13 Eylül’de aşmıştı.
Bir kısım analist, Bitcoin’in değer kaybını ABD dolarının zayıflamasına bağlamışken, bu durumun altının rekor seviyelere ulaşmasıyla aynı zamana denk geldiği görülüyor. Diğer bir görüş ise, Bitcoin spot borsa yatırım fonlarına (ETF) yapılan 263 milyon dolarlık giriş ve MicroStrategy’nin 1,11 milyar dolarlık BTC alımının, 13 Eylül’deki artışı desteklediğini savunuyor.
Fed faiz kararı öncesi piyasada puslu hava
Bitcoin fiyatı son üç haftadır 62 bin dolar seviyesinin üzerinde kapanış yapmakta güçlük çekiyor. Bu durum, yatırımcıların daha temkinli hareket etmesine yol açıyor. Fed’in faiz oranlarını düşürüp para politikalarını gevşetmesi beklenirken, traderlar bu gelişme öncesinde risk almaktan çekiniyor.
Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) 18 Eylül’deki toplantısında yüzde 0,50 oranında bir faiz indirimi riskli piyasalar için olumlu olabilir, fakat hisse senedi piyasasına odaklanma, Bitcoin’in momentumunu sınırlayabilir. S&P 500 endeksi, tarihindeki en yüksek seviyeye sadece yüzde 1 uzaklıkta işlem görüyor ve büyük teknoloji firmaları, hisse geri alım programları ile fiyatlarını destekleyen büyük nakit rezervlerine sahip olarak güçlü kazançlar elde ediyor.
Ancak, Fed’in yüzde 0,25 oranında daha temkinli bir faiz indirimi yapması durumunda, riskli piyasalar üzerinde olumsuz etkiler görülebilir. Bu tür bir adım, iş dünyası ve tüketiciler için sermaye maliyetlerini artırarak işe alımları ve harcamaları azaltabilir, bu da kurumsal kazançları ve ticari gayrimenkul piyasasındaki zorlukları daha da kötüleştirebilir.
İlginizi çekebilir: Tether, stablecoin’lere hükmediyor: Pazar payı dörtte üçe ulaştı
Bitcoin’de Çin riski
Çin’in ekonomik büyüme hızının yavaşlaması ise yatırımcılar ve Bitcoin fiyatı için endişe yaratıyor. 14 Eylül’de açıklanan verilere göre, Çin’de Ağustos ayında perakende satışlar, geçen yılın aynı dönemine kıyasla sadece yüzde 2,1 oranında artış gösterdi. Bu oran, önceki aylarda yüzde 2,7 olarak gerçekleşmişti. Ayrıca, Çin’in sanayi üretimi de Ağustos ayında yüzde 4,5 oranında artarken, Temmuz ayında ise bu rakam 5,1 olarak kaydedildi.
Cornell Üniversitesi’nden uluslararası ticaret ve ekonomi profesörü Eswar Prasad, CNBC’ye verdiği demeçte, “Emlak fiyatları ve iç talep ile ilgili uzun vadeli sorunlar pek iyi görünmüyor” şeklinde yorum yaptı. Prasad, Çin ekonomisinin yılın ikinci yarısındaki görünümünün “kırmızıya oldukça yakın” olduğunu belirtti.
Bu nedenle, Bitcoin’in kısa vadede makroekonomik faktörlerden kaynaklanan risklerle karşı karşıya olduğu söylenebilir. Ancak, Bitcoin’in, bağımsız bir finansal sistem ve parasal genişleme yoluyla ekonomileri canlandırmaya yönelik potansiyel hükümet müdahaleleri karşısında bir koruma işlevi görebileceği öne sürülebilir. Ancak, belirsizlik dönemlerinde yatırımcılar genellikle kısa vadeli ABD devlet tahvilleri, altın ve nakde yönelirler.
Bitcoin (BTC) fiyatı hafta başında bir miktar düşüş yaşadı. Lider kripto para böylelikle 60 bin dolar sınırının üzerinde bir kez daha kalıcı olamadı. BTC, söz konusu seviyeyi en son 13 Eylül’de aşmıştı.
Bir kısım analist, Bitcoin’in değer kaybını ABD dolarının zayıflamasına bağlamışken, bu durumun altının rekor seviyelere ulaşmasıyla aynı zamana denk geldiği görülüyor. Diğer bir görüş ise, Bitcoin spot borsa yatırım fonlarına (ETF) yapılan 263 milyon dolarlık giriş ve MicroStrategy’nin 1,11 milyar dolarlık BTC alımının, 13 Eylül’deki artışı desteklediğini savunuyor.
Fed faiz kararı öncesi piyasada puslu hava
Bitcoin fiyatı son üç haftadır 62 bin dolar seviyesinin üzerinde kapanış yapmakta güçlük çekiyor. Bu durum, yatırımcıların daha temkinli hareket etmesine yol açıyor. Fed’in faiz oranlarını düşürüp para politikalarını gevşetmesi beklenirken, traderlar bu gelişme öncesinde risk almaktan çekiniyor.
Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) 18 Eylül’deki toplantısında yüzde 0,50 oranında bir faiz indirimi riskli piyasalar için olumlu olabilir, fakat hisse senedi piyasasına odaklanma, Bitcoin’in momentumunu sınırlayabilir. S&P 500 endeksi, tarihindeki en yüksek seviyeye sadece yüzde 1 uzaklıkta işlem görüyor ve büyük teknoloji firmaları, hisse geri alım programları ile fiyatlarını destekleyen büyük nakit rezervlerine sahip olarak güçlü kazançlar elde ediyor.
Ancak, Fed’in yüzde 0,25 oranında daha temkinli bir faiz indirimi yapması durumunda, riskli piyasalar üzerinde olumsuz etkiler görülebilir. Bu tür bir adım, iş dünyası ve tüketiciler için sermaye maliyetlerini artırarak işe alımları ve harcamaları azaltabilir, bu da kurumsal kazançları ve ticari gayrimenkul piyasasındaki zorlukları daha da kötüleştirebilir.
İlginizi çekebilir: Tether, stablecoin’lere hükmediyor: Pazar payı dörtte üçe ulaştı
Bitcoin’de Çin riski
Çin’in ekonomik büyüme hızının yavaşlaması ise yatırımcılar ve Bitcoin fiyatı için endişe yaratıyor. 14 Eylül’de açıklanan verilere göre, Çin’de Ağustos ayında perakende satışlar, geçen yılın aynı dönemine kıyasla sadece yüzde 2,1 oranında artış gösterdi. Bu oran, önceki aylarda yüzde 2,7 olarak gerçekleşmişti. Ayrıca, Çin’in sanayi üretimi de Ağustos ayında yüzde 4,5 oranında artarken, Temmuz ayında ise bu rakam 5,1 olarak kaydedildi.
Cornell Üniversitesi’nden uluslararası ticaret ve ekonomi profesörü Eswar Prasad, CNBC’ye verdiği demeçte, “Emlak fiyatları ve iç talep ile ilgili uzun vadeli sorunlar pek iyi görünmüyor” şeklinde yorum yaptı. Prasad, Çin ekonomisinin yılın ikinci yarısındaki görünümünün “kırmızıya oldukça yakın” olduğunu belirtti.
Bu nedenle, Bitcoin’in kısa vadede makroekonomik faktörlerden kaynaklanan risklerle karşı karşıya olduğu söylenebilir. Ancak, Bitcoin’in, bağımsız bir finansal sistem ve parasal genişleme yoluyla ekonomileri canlandırmaya yönelik potansiyel hükümet müdahaleleri karşısında bir koruma işlevi görebileceği öne sürülebilir. Ancak, belirsizlik dönemlerinde yatırımcılar genellikle kısa vadeli ABD devlet tahvilleri, altın ve nakde yönelirler.