Biz bugün de dün de bitcoin’in fiyatını söylerken, “23,000 dolar” diyoruz, hemen sonra da yazılarımızda ve derslerimizde doların başını çektiği dünya merkezi para sisteminin bozukluklarını kripto teknolojisi düzeltecek diyoruz. O zaman öğrencilerim de haklı olarak soruyor, neden bitcoin’in ve diğer kriptoların referansı olarak doları alıyoruz? Bugün bu sorunun cevabını vereceğim: Doların rezerv para olması nedeniyle, bizler bitcoin ve altcoin fiyatlarını dolar cinsinden yazıyoruz. Önce bunu bir teslim edelim.
Rezerv para nedir?
Peki rezerv para ne demek, şimdi ona bir bakalım: Bir paranın dünya çapında rezerv para olması demek, ulusal parası dolar olmayan iki ülke arasında, örneğin Çin ve Rusya arasında gerçekleşen doğal gaz satışında veya Türkiye ile İngiltere arasında yapılan bir alış-verişin dolar ile gerçekleşmesi demektir. Örneklersek, örneğin bir İngiliz firması Türkiye’de bir şirkete hizmet verirken, sözgelimi bir yazılım şirketine hukuk hizmeti verirken, İngiliz firması faturasını dolar cinsinden kesecek ve Türk firması da bu faturayı yine dolar cinsinden ödeyecek. Şu anda dünyada hala geçerli standart olarak bu kullanılıyor. Ancak şu da bir gerçek, sadece iki sene önce tüm dünyadaki uluslararası ticaretin %85’inde dolarla fatura kesilmekteyken, şu anda bu oran %65’lere gerilemiş durumda. Demek ki doların rezerv para statüsünde de değişiklik olabilir.
Bu standart, sadece uluslararası ticarette faturaların dolar ile kesilmesi sonucunu doğurmuyor; Türkiye ve bir çok başka ülkede insanlar, kendi ulusal paraları sürekli dolara karşı değer kaybettiği için yastık altında sakladıkları kötü gün parasının da şirketlerin kullandığı rezerv para, yani dolar olmasına dikkat ediyorlar. Oysa ki aslında dolar da sürekli değer kaybediyor ama lira ve diğer ülke paraları dolara relatif olarak çok daha hızlı değer kaybına uğruyorlar. Demek ki sabit bir varlığın, örneğin buğdayın üretilen değeri cinsinden bakıldığında karşılıksız basılan günümüz fiat paralarının hepsi değer kaybediyor. Tüm değer kaybedenler arasında da biz en az kaybeden doları tercih ediyoruz.
Doların rezerv para olmasının sebebi ne?
Petro-dolar denilen sistem dünyada geçerli iken, tüm belli başlı petrol üreticisi ülkeler, özellikle de ABD’nin 1970’lerde özel anlaşma yaptığı Suudi Arabistan, çıkardığı petrolü mutlaka dolarla satmak zorunda. Buna uygun hareket etmezse Suudi Arabistan cezalandırılma tehdidi altında. Dünyada son 50 yıldır bu petro- dolar rejimi vardı ta ki Rusya-Ukrayna savaşına kadar!
Bu savaşın patlamasıyla başlayan yeni konjonktürde dünyanın çeşitli taraflarında meydana gelen olaylar petro-dolar sisteminin ve ABD hakimiyetinin eskisi gibi devam edemeyeceğine işaret ediyor. Örneğin, geçen haftaki Davos toplantısında Suudi Arabistan maliye bakanı artık petrolü yuan, yani Çin parası ile de satacakları konusunda daha önce çıkan haberlerin doğru olduğunu ilan etti (Kaynak:1). Şu anda petro-doların yerini alabilecek alternatifler ortada uçuşuyor: petro-yuan, petro-gold ve hatta petro-ruble bu alternatifler arasında dile getiriliyor. Burada çok önemli bir noktayı atlamamamız lazım: Tüm bu alternatifler büyük enerji şirketlerinin ve devletlerin yapacağı tercihler olmakla beraber, sokaktaki halkın yastık altı parası olarak altın mı, yuan mı yoksa başka bir parayı mı kullanacaklarını devletler belirlemiyor. Bu tercih halkların tamamen kendi tercihleri oluyor. Toplum psikolojisi bu durumda önemli rol oynuyor.
Altın neden rezerv para değil?
Altın bir zamanlar, Birinci Dünya Savaşı öncesinde tüm dünyadaki paraların arkasında duran rezerv metal idi ve bu rolünü binlerce yıldır sürdürmekteydi. Yani üretilen ve takası yapılan varlıklar binlerce yıldır altına endeksli idi. Ancak 1971’den bu yana dünyada bu gelenek ortadan kalkmış durumda. Dünyadaki fiziki altının toplam değeri dünyanın yıllık GSMH’ının da çok altında. 2022 için tahmini dünya cirosu, yani dünyada yapılan tüm ticaretin ve ekonomik aktivitenin toplamı 100 trilyon doları geçti (Kaynak:2). Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerdeki kadınların altın bilezikleri de dahil, tüm dünyadaki altın varlığı 11.5 trilyon dolar. Takı ve bilezikler bunun yaklaşık 6 trilyon dolarlık, yarıdan fazla kısmını oluşturuyor. Yani bizimki gibi ülkelerde insanlar yastık altı değer saklama aracı olarak altını kullanmakta.
Ne var ki, dijital sistemlerin içine konulması mümkün olmayan fiziksel altın sikkelerin ve bileziklerin dünya ticaretinde artık yeniden rezerv para olma imkanı yok. Gerek dünyadaki bir yıllık ekonomik aktivite, fiziki altın stoğuna göre çok büyüdüğü için gerekse de sanallaştırılmış, banka kayıtlarındaki dijital-altının, büyük bankalar tarafından manipülasyonu çok kolaylaşmış olduğu için artık altına para olarak geri dönüş mümkün görünmüyor.
Altının fiyatını da artık bu dijital altınları (altın-kağıtları da deniliyor bunlara) manipüle edebilenler belirliyor. Londra ve New York metal borsalarında fiyat oluşuyor. Bunların sahipleri de merkezi fiat para sisteminin sahipleri ile aynı kişiler. Yani altından da ümidimiz yok.
Peki, bitcoin rezerv para olabilir mi?
Bitcoin’in rezerv para olabilmesi şu anda mümkün görünmüyor. Ülkelerin yöneticileri ve tacirler alternatifler arasında en az bitcoin’i tanıyorlar. Ne olduğunu, nasıl çalıştığını pek az biliyorlar, daha çok da yanlış biliyorlar. Ancak BTC’nin, örneğin beş yıl sonra ulusların aralarındaki ticarette standart olarak kullanabileceği ortak para birimi olmasının önünde teorik ve teknik olarak bir engel yok. Sadece halen bitcoin’in fiyatı çok değişken, zamanla bunun daha stabil hale gelmesi sonucunda neden olmasın. Bu arada ETH, yani ether’in de, zaman içinde şartlar olgunlaşırsa aynı rol için biçilmiş kaftan olduğunu söylemeliyim. İşte o zaman kriptoparaları dolara endeksli olarak listelemeyeceğiz, bütün dünya fiyatlarını mesela petrolün, buğdayın fiyatını bitcoin ya da ether cinsinden ilan edebiliriz. 1 ton buğday = 1000 satoşi gibi.
Kaynaklar:
https://www.zerohedge.com/energy/poszar-was-right-saudis-admit-non-dollar-oil-trade-plans-davos