Regülasyonlar, piyasalar ve şirketler: günümüzde kripto üzerine konuştuğunuz başlıca konular oldukça kısıtlı ve standart bir hâl almış durumda. Küresel kripto benimsenmesinin günden güne arttığı bu günlerde, deyim yerindeyse kriptoların doğuş sebebi unutuldu. Geleneksel finansa bir alternatif olarak sunulan kripto paraların artık geleneksele kaydığını ve entegre bir şekilde benimsendiğini şahitlik ediyoruz.
Bitcoin’in ilk bloğunun oluşturulması üzerinden 14 yıl geçti. Bu süre zarfında birçok gelişme yaşandı. Yeni teknolojiler, balon iftiraları, ponzi iddiaları, geleceğin parası olmak potansiyeli, Tesla tarafından kabul edilmesi, düzenleyicilerin dikkatini çekmesi ve çok daha fazlası.
Ancak Bitcoin’in geçmişine baktığımızda bir kripto para biriminden çok daha fazlası olduğunu görüyoruz. Özellikle Bitcoin öncesine döneme bakıldığında geleneksel bankacılık ve finans sisteminin oluşturduğu bir distopyanın sonucu olan Bitcoin, görevini oldukça başarılı bir şekilde 14 yıldır sürdürüyor. Her ne kadar büyük bir çoğunluk çıkış noktası ve potansiyeli konusunda farklı düşünse de Bitcoin bir fiyattan çok daha fazlası.
Peki Bitcoin dünden bugüne neler yaşadı ve geleceği neler gösteriyor?
Bitcoin, ilk açıdan bakıldığında yapısı ve devrimsel fikri nedeniyle oldukça eğlenceli ve bir o kadar da karmaşık gelebiliyor. Bunun en büyük sebebi Bitcoin’in genellikle merkezi borsalar üzerinden, bir tanıdık veya bir içerik ile fark edilmesi ve öğrenilmesi. Bitcoin’in en fazla trafik alan yazılarına baktığımızda çoğunlukla fiyat grafikleri görüyoruz. Ancak Bitcoin’in hikayesi 2008 mali krizinin öncesine uzanıyor.
Yıllar 2008’i gösterirken ekonomik krizlerden en büyüklerinden biri baş gösterdi: ABD Mortgage krizi.
ABD Mortgage krizi, 2008 mali krizinin en büyük sebeplerinden biriydi. ABD’nin konut piyasasında yaşanan kritik düşüş, hem Fed’in hem de piyasaların tüm sistemlerini deyim yerindeyse alt üst etti.
Özellikle 2000’li yılların ortalarından itibaren ABD’de konut fiyatları hızla yükselmeye başlamasıyla ilk temelleri atılan kriz, sadece ABD değil küresel bir etki doğurdu. Bu yükseliş, birçok insanın konut sahibi olma hayallerini gerçekleştirme fırsatını doğurmuştu. Ancak bu masal ne yazık ki pek uzun sürmedi. Öyle ki bu yükseliş, birçok insanın gerçekten karşılayamayacakları düzeylere çıktı. Düşük kredi notu olan kişilere verilen ipotekli konut kredilerine (diğer adıyla subprime mortgage) olan talebin artmasına yol açtı. Subprime mortgage piyasası, bir süre sonra büyük bir balon oluşturdu ve bu balon patladığında, birçok banka ve finans kuruluşu ya iflasa yaklaştı ya da iflas etti. Bu da doğal olarak dünya ekonomisinde ciddi bir kriz yarattı.
Doğumu
Bitcoin’in her ne kadar ilk kripto para olarak bilinse de bu bilgi tam olarak doğru değildir. İlk kripto paranın temelleri esasında DigiCash ile birlikte David Chaum tarafından atılmıştı. Elektronik bir ödeme sistemi olarak piyasaya çıkan DigiCash, dönemin diğer elektronik ödeme sistemlerinden farklı olarak, tamamen anonim ve güvenli bir yapıya sahipti.
Yapılan ödeme ve transferler, açık anahtar şifreleme teknolojisi kullanılarak gerçekleştiriliyordu ve bu nedenle de ödemelerin kim tarafından yapıldığı tespit edilemiyordu. Yeteri kadar popülariteye ulaşamayan DigiCash’e, rakip olarak Bit Gold önerildi. Öyle ki arkasında Nick Szabo’nun olduğu akıllı sözleşme teknolojisi kullanılan Bit Gold, DigiCash’e nazaran çok daha devrimseldi. Fakat Bitcoin’in çözeceği kritik bir soruna sahipti: Çifte harcama problemi.
Dönemin yaratığı ekonomik daralma ve devletlerin para politikasındaki kapalı kutu tutumu, Cryberpunk olarak adlandırılan bir akımı doğurdu.
Yazarı yukarıda bahsettiğimiz David Chaum olan “Numbers Can Be a Better Form of Cash Than Paper” makale, Cyberpunk akımının ilk manifesyolarından biri olarak kabul ediliyordu.
Devletin gözetimi ve gizliliğin hiçe sayıldığı parasal sistemi eleştiren bu makale, dönemin Wikileaks ile ses getiren ismi Julian Assange tarafından da desteklenmişti.
Ancak yaşanan sorunlar ve çifte harcama problemleri gibi engeller sebebiyle hiçbir zaman istenilen verim alınamadı. Taa ki Satohsi Nakamoto isimli gizemli kahraman çıkagelene kadar.
Her ne kadar tüm işi yapan Satoshi gibi gözükse de bu algı da pek doğru sayılmaz. Öyle ki Satoshi’nin maillerine baktığımızda ortaya çıkan ilk ürünün pek de kusursuz olmadığını görüyoruz. İlk Bitcoin işlemini gerçekleştirmesi ile de bilinen Hal Finney gibi birçok isim Bitcoin Core’un gelişimi açısından büyük katkılar sağlamıştır.
Satoshi’nin son maili ile birlikte kayıpları karışması sonrası finansal sisteme yeni ve güçlü bir aktör katan bu geliştiriciler, farkına varmadan kripto para sektörünün temelini atmış oldular. Amaçlanan ise tamamen mahremiyet odaklı, kişiler arası, müdahalesiz bir parasal sistemdi.
Gelişim
Bitcoin ilk çıktığı dönemde sık sık ponzi ve balon eleştirileri ile karşılaştı. Özellikle kötü yasadışı sitelerden biri olan Silkroad’ın ana para birimi olması ile çok daha kötü bir üne kavuşan Bitcoin, yaşadığı fiyat artışları ile de sık sık gündeme geldi.
İlk çıktığı dönemde 100 dolara ulaşması dahi devasa bir atılım olarak görülen Bitcoin, birçok eleştirmen tarafından uzun yıllar boyunca eleştiri yağmuruna tutuldu.
Zamanın en zengin yatırımcıları arasında yer alan Warren Buffet tarafından da sık sık dolandırıcılık olarak nitelendirilen Bitcoin, yaşadığı devasa yükselişlere ek olarak devasa düşüşler de yaşadı.
Bu düşüşlerin altından her defasında kalkabilen Bitcoin, 2021’de 69.000 dolara ulaşarak tüm zamanların en yüksek fiyatına ulaşmayı başardı ve genel kripto para piyasasının 3 trilyon doların üzerine çıkmasını sağladı.
Günümüzde hacmen en büyük kripto para konumunu koruyan Bitcoin, fiyat bakımından son yılların en düşük seviyesinde yer alıyor.
Düzenleyicilerin ana odaklarından biri olan Bitcoin, Çin’de tamamen yasakken El Salvador ana para birimlerinden. Doğal olarak bu durum Bitcoin’in gelişimini oldukça gözler önüne seriyor.
Bitcoin’in gelişimi hakkında sektörde uzun zamandır yazılar yazan ve erken dönem benimseyicilerden biri olan Cemil Şinasi Türün’den de bugün hakkında görüşlerini istedik. Türün’ün konu hakkındaki görüşleri ise şu şekilde:
Ben bitcoin ile ilk defa 2011 yılının yazında tanıştım. O sırada biz ofis olarak kayme adında bir dijital para yapıyorduk. Bu dijital veya o zaman kullanılan tabirle sanal para, gündelik hayatta kullandığımız fiat paralara alternatif olarak geçerli olacak bir 3D Metaverse (sanal dünya deniliyordu o zaman) içinde kullanılacaktı. Normal mağazalar bu Metaverse içinde yeniden 3D olarak açılacaktı ve bunlarda TL yerine kayme kullanılacaktı. İşte o zaman, 2011 yılı ortalarında ekip arkadaşlarım bitcoin makalesini dikkatime sundular.
O dönem hızlı bir bakış atıp bunun bakkalda geçmeyecek çok yavaş bir sistem olduğuna kanaat getirmiştim. Bu fikrimi de arkadaşlarıma yazdığım e-postalarda belirtmişim, hala gmail kayıtları duruyor. Ancak zaman içinde internet ağında yüklü para yollamanın şifreleme maliyetinin çok yüksek olmasından yola çıkarak, yepyeni bir inovasyonun gerekli olduğunu anladık.
Bu inovasyon, bitcoin’in mucidi Satoshi Nakamoto tarafından 2009’da icat edilmişti. Bunu çok net olarak 2013 başında anladım. Ama bizim iş için, yani 3D Metaverse projemiz için artık çok geç olmuştu, geri dönülemez bir noktadaydık. Şirketi kapattık. İşte merkeziyetsizlik ve internet ağı üzerinde alternatif para sistemi kurup işletmenin ne demek olduğunu bedelini ödeyerek daha 2013 yılında anlamıştım.
Benim için bitcoin hem bir rakip hem de bir öğretmen olmuştu. O zamandan beri de blokzincirler ve merkeziyetsizliğin önemi hakkında konuşuyor ve yazıyorum.
Bitcoin oldukça kritik bir dönemden geçiyor. Bir taraftan sektörde yaşanan gelişmeler, diğer taraftan artan düzenleyici baskısı ve son olarak fiyatlarda yaşanan düşüş.
Ancak diğer taraftan Bitcoin’in (BTC) 2023’ün ilk günlerinde odlukça iyi performans gösterdiğini söylemeden geçmeyelim. Öyle ki yılın ilk gününden bu yana yeşil mumlar yakan Bitcoin, kendi doğum gününü kutlar nitelikte.
Başlangıçta çıktığı bu yolda aktif bir şekilde hiçbir hata olmaksızın çalışmaya devam eden Bitcoin’in geleceği ise tam bir merak konusu…