Çılgın bir bilim insanı gibi görünen ancak aslında çok hırslı bir girişimci olan Elon Musk, Twitter’ı satın aldıktan sonra yeni bir değişim sürecine girdi. Musk’ın geliştirdiği şirket ve markalar, başta Tesla ve SpaceX olmak üzere sadece Amerika’da değil tüm dünyada geniş kitlelerce tanınıyor. Böyle bir iş insanının politik olaylara pek müdahale etmemesi daha doğal karşılanır. Çünkü tüm siyasi görüşler aynı zamanda kendisinin müşterisidir. Oysa Musk, Twitter’ı satın aldıktan sonra politik konularda taraf olmaya başladı.
Ünlü patron Musk, Twitter’da genelde aşırı sağ ve sağ görüşlü olduğu için yasaklanmış bazı hesapları tekrar açtı. Trump’ı da geri getirdi ama eski başkan Trump şimdilik Twitter’a dönmedi. Demokrat Biden’ın seçim sırasında hasır altı edilmiş dosyalarını yeniden açıyor. Mesela Biden’ın oğlu Hunter’ın laptopu gibi hikayeleri tekrar gündeme getiriyor. Sayıları muhtemelen az ancak bazı aşırı sol hesapları ise yasaklıyor.
Twitter’ın eski yönetimi Demokrat taraftarı hatta aşırı sol eğilimliydi. Musk da bunu kırdığı için mecburen ortaya çıkan gizli dosyaların sağcıları ya da Cumhuriyetçileri destekler gibi görünmesi normal diye düşünebilirsiniz. Ancak Musk’ın siyasi mesajları sadece Twitter ile ilgili değil. Örneğin yatak odasından bir fotoğraf paylaşıyor. Görselde uyurken başucunda iki adet silah ve bir sürü kutu diet kola dikkat çekiyor. Böylece yine bireysel silahlanma taraftarı olan, kola ile ABD’yi özdeşleştiren Cumhuriyetçi, sağ, hatta aşırı sağ eğilimli gruplara ‘Ben de sizdenim’ mesajı veriyor.
Musk politikaya el attığı gibi yerini de seçmiş. Cumhuriyetçi ve sağ tarafta konumlanıyor. Hatta yer yer adeta Trump’tan kalan boşluğu dolduruyor. Mesela solcuların çok sevdiği aktivist ve kongre üyesi Alexandria Ocasio-Cortez’e Twitter’da alaycı mesajlar gönderiyor. Ya da dış politikaya bile el atıp, Ukrayna savaşını bitirmek için denemeler yapıyor. Rusya’nın tezlerine yakın görüşler öne sürüyor. Tıpkı hala iktidarda olsa Trump’ın yapacağı gibi.
Amerikan siyasetinde şu an etkili üç odak var. 1’inci grup mevcut düzenin yani ‘establishment’ın devamını isteyenler. Mevcut sınırsız basılan doları destekliyorlar. Kendi aralarında da ikiye ayrılıyorlar. A) Küreselci sermayedarlar ve B) Özel ya da devlette çalışan bürokratlar ve bir kısım işçiler. Küreselci sermayedarlar ve finansçılar sınırsız dolar devam etsin istiyor. ABD sınırsız dolarla dünya hakimiyetini sürdüremez ise yerine IMF ve onun sınırsız parası SDR’yi geçirmeyi planlıyor. İşçi ve daha çok da bürokrat kesimler ve onların akademide yer alan uzantıları ise sınırsız parayı şimdiye kadar hep sermayedarlar kullandı biraz da biz planlamacılar kullanalım diyor. Bunun teorik adı da MMT (Modern Monetary Theory: Modern Para Teorisi). Demokrat Parti ve çeşitli liberal ve sol fraksiyonlar bu grupta.
Bunun tam karşısında yer alan 2’inci grup ise para ve sanayi ekonomisinin eski saf günlerine dönülürse her şeyin daha iyi olacağını düşünenler. Bunlar Trumpçılar, bir bölüm Cumhuriyetçiler ve aşırı sağa doğru kayan diğer fraksiyonlar. Doların tekrar altına bağlanmasını ve ABD’nin küresel jandarmalığı bırakıp Dünya Savaşları öncesinde olduğu gibi kendi iç işlerine odaklanması gerektiğini düşünüyorlar. Girişimciler, daha çok ulusal çapta sermayedarlar, onları destekleyen orta sınıflar ve bazı işçi kesimlerinden oluşuyor.
Aslında 1’inci grubun da 2’inci grubun da istekleri hayal boyutunda. Ne ABD’nin tek süper güç olması ve sınırsız dolara dayalı mevcut düzen devam ettirilebilir ne de eski günlere geri dönülebilir. Olacak olan şudur: Bilgi Ekonomisi ilerleyerek eskimiş ‘Para ve Sanayi Ekonomisi’ni ve onunla birlikte mevcut ‘Dünya Düzeni’ni yıkacaktır.
İşte ABD’de bu gerçeği gören yeni bir 3’üncü grup da var. Bunlar Bilgi Ekonomisi işçileri ve liderleri. Aslında bu kesim henüz 1’inci ve 2’inci gruplarla bağlarını koparmış da değil. Ancak zamanla bu eski düzeni temsil eden gruplardan iyice ayrılacaklar. Elon Musk işte aslında bu 3’üncü gruptan bir lider. Ancak 2’inci grup ile bağlarının da hala çok sağlam olduğunu gösteriyor.
3’üncü grup henüz fazla güçlü değil. Sesi diğer kesimler gibi pek gür çıkmıyor. ABD ve dünyanın geleceğinin teknoloji ile şekilleneceğini düşünüyorlar. Para düzeninde kaçınılmaz hale gelen büyük değişimi görüyorlar. Tercihleri de altın ve Bitcoin gibi üretimi sınırlı paralar tarafında.
Elon Musk muhtemelen 3’üncü grup ve 2’inci grup kesimlerini bir araya getirerek ABD başkanlığını elde etmek istiyor. Son politik hamleleri bize bunu anlatıyor. Başarabilir mi? Göreceğiz.
Bir senaryo kuralım ve Musk’ın başkanlık makamına geldiğini düşünelim. Kripto varlıklar böyle bir gelişmeden ilk etapta oldukça pozitif etkilenir. Sonuçta Musk’ın devasa Tesla şirketi bilançosunda hala Bitcoin tutuyor. Ayrıca ünlü patronun Doge sevgisi de malum. Sadece kripto değil fiziki sınırlı paralar altın ve gümüş de böyle bir gelişmeden pozitif etkilenir. Çünkü Musk, Tesla için Bitcoin alırken denetleyici kurum SEC’ye yazdığı mektupta sadece Bitcoin değil dolara alternatif olan altın dahil tüm varlıkları satın alabileceğini ifade etmişti.
Ancak bu senaryoda başlangıçtaki olumlu etki, ilerleyen süreçlerde negatife de dönebilir. Zira Musk, zaman zaman çok aşırı riskler alan, piyasalarda spekülasyonu seven hatta sözlü yönlendirmeler ile manipülasyon yapmaya da kalkışan bir kişilik. Bu özellikler ile kriptoparaların aşırı volatilitesi bir araya geldiğinde çok şüpheli olaylar hatta skandallara zemin oluşturabilir.
Siz ne dersiniz? Elon Musk’ın ABD başkanı olması olmasını ister miydiniz?