Oyun, son dönemin en hızlı büyüyen sektörleri arasında yer alıyor. Hem ekipman hem de yeni nesil grafik teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte tamamen farklı bir noktada gelen oyun sektörü, dev şirketlerin de odak noktası olmaya devam ediyor. Ancak oyun sektörü bu konuda tek değil. Bu gelişim ivmesine sahip olan Blockchain sektörü de oldukça hızlı bir şekilde büyüyor. Bu iki büyüyen sektörün ortak paydası ise parlayan bir yıldız hâline gelmiş durumda: GameFi. Biz de bu GameFi projelerinden biri olan The Gate: Infinite Quest’in kurucuları Bora Acar ve Mehmet Eroğlu ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.
Soru: Hem projeniz de hem de bu projenin Whitepaper’ında sık sık Web3’e yer verildiğini görüyoruz. Diğer yandan Web3 oldukça geniş anlamlar ile kullanılabiliyor. Peki siz Web3’ü nasıl tanımlıyorsunuz?
Mehmet Eroğlu: Ben bunu genelde arkadaş ortamımda da dile getiriyorum. Bence bir Web3‘ün ne olması gerektiğini yine Web3’ün kendisi karar vermeli. Web3 çok geniş bir kavram. Bizim için ise Web3 ve şu anda üzerinde çalıştığımız Web3 oyunu bir araç. Biz insanların keyifli zaman geçirebilmesini sağlamak istiyoruz. Bunun için de oyunu ve beraberinde Web3’ü kullanıyoruz. Birilsin play to darn kavramı da bu alanda sık sık kullanılıyor. Ancak bu kavram ne bizim ne de Web3’ün felsefesine uyuyor. Biz para kazanmak için oyun oynattırmak istemiyoruz. Biz, insanlar oyun oynarken yanında para da kazanabilecekleri bir alan yaratmak istiyoruz. Amacım şu, oyuncu hem oyun oynasın, hem de istediği zaman para kazansın. Bu noktada biz Web3’ü insanlara özgür bir şekilde oyun alanı sunan ve eğlendiren bir alan olarak görüyor ve kurguluyoruz.
Soru: Son dönemde NFT tabanlı oyunların da yaygınlaşması ile birlikte NFT’lere karşı çıkan büyük bir oyuncu kitledi bulunuyor. Bunun en büyük sebebi de Play2Earn oyunların para kazandırma vaadiyle başlayıp ilk etapta büyük yatırımlar talep etmesi. Peki sizin projenizde oyunculara sunulan harcanan zaman, emek ve varlık ile elde edilen kazanç oranı nedir?
Bora Acar: Biz bu yola çıkarken şirketin de isminden anlaşılacağı üzerine oyun oynamak isteyenleri hedefledik. Bu amaçla başladı. Biz de bu noktada ilk olarak oyun deneyimini öne çıkartmak istiyoruz. Kimse bana Diablo 2 oynamam için para vermedi. Ancak biz, benzer bir oyun deneyiminin yanı sıra para kazanmayı, pastanın üzerindeki bir çilek gibi ek bir deneyim olarak sunmak istiyoruz.
Mehmet Eroğlu: Bizim oyunumuzda bir oyuncu hiç bir ücret ödemeden üye olabilir, oynayabilir ve gelişebilir. Öyle ki cüzdanınızı bağlanmanıza bile gerek yok. Biz işin Blockchain tarafını bi opsiyon olarak sunuyoruz. Bu noktada play to earn değil, play and earn modelini benimsiyoruz. Bu yüzden oyuncularımızı zorlamak yerine bir seçim ile karşılıyoruz.
Soru: Her ne kadar oyun odaklı bir konseptiniz olsa da iki farklı kripto paraya sahipsiniz. Doğal olarak yaşanan kripto para piyasalarında dalgalanmadan ve beraberinde gelen düzenlemelerden de etkilenmeniz muhtemel. The Gate bu noktada nasıl bir yol izleyecek, kazançlar nasıl realize edilecek ve düzenlemeler konusunda ne düşünüyorsunuz?
Mehmet Eroğlu: Bizim şu anda iki farklı token’ımız bulunuyor. Bir tanesi governance, diğeri ise utility token. IWPA token’ımız sınırlı bir arz ile geliyor, bu noktada IWPA’ı şirketin bir hisse senedi olarak da düşünebilirsin. Bu noktada bu token’a sahip olan yatırımcılar, şirketimizin bir hissedarı gibi olacaklar. Burada önemli olan şu; biz ileride yapacağımız iş ortaklıkları, gelirler ve reklamlardan elde ettiğimiz geliri, yine IWPA‘a yatırarak değerini artırmaya odaklanacağız. Böylece artan değer, doğru orantılı olarak yatırımcılarımızın varlıklarına yansıyacak. TENET ise oyun için ekonomiyi ayakta tutacak bir yapıya sahip. Bununla birlikte oyun içi eşyaları bizzat oyuncularımız tasarlayabilecek. Her ne kadar ana hikaye konumuz olsa da oyuncularımıza bir geliştirme alanı da sağlıyoruz.
İlginizi çekebilir: Polkadot İşlem Hızını Artırma Çalışmalarına Devam Ediyor
Bora Acar: Bizim IWPA ile planlarımız aslında çok daha geniş. Bu yüzden çok daha kompleks bir çalışma mentalitesi güdüyoruz. Bu yüzden hem NFT hem de token bazında ilerideki projelerimiz ile cross iletişim de oldukça önemli. Bu yüzden de çalışmalarımızı buna göre şekillendiriyoruz ve gelecek planlarımıza dahil ediyoruz.
Soru: Son dönemde birçok mobil kaynaklı siber saldırıya şahitlik ettik. Özellikle artan popülarite nedeniyle dolandırıcılık ve hack saldırıları çok fazla artmış durumda. Sizin de ana odaklarınızdan birisi mobil oyun. Peki siz bu saldırılara karşı nasıl bir güvenlik önemli alıyorsunuz?
Mehmet Eroğlu: Oyuncularımızın güvenliği oldukça önemsiyoruz. Hem projenin mimarisinde, hem oyun içi geliştirmelerde güvenlik oldukça öne planda. Bunun yanı sıra güvenliğimizi en üst seviyede tutmak adına sadece kendimiz değil, işinde oldukça profesyonel özel şirketlerle de çalışıyoruz. Birçok danışmanımız var ve onların da yönlendirmeleri ile güvenliğimizi şekillendiriyoruz.
